Kategori:
Kriz yönetimi, tüm iş ve işletmeler için gerekli olan ve genellikle iki uygulamaya sahip bir terimdir. İlk uygulama, daha kriz olmadan muhtemel kriz senaryolarıve sonuçları üzerine çalışıp, işletmenin tedbir alması ve/veya her türlü kriz senaryosuna karşı hazır olmasıdır. İkinci uygulama ise, gerçek anlamda kriz ortamında işletmenin operasyonlarını durdurmadan, karlılığından minimum kayıp vererek, ve şöhretine zarar vermeyecek şekilde plan geliştirmesi ve uygulamasıdır. Tahmin edeceğiniz üzere kriz yönetiminin iki uygulaması birbiri ile bağlantılıdır.
Kriz yönetimi planlaması sırasında birçok olumsuzlukla karşılaşmak mümkündür. Bu olumsuzlar; teknolojik yetersizlik, finansal yetersizlik, şirkete karşı saldırılar, hava felaketi, şirket veya çalışanlar tarafından yapılan ciddi hatalar, şirket tesisinin zarar görmüş olması, ve bunun gibi şeyler olarak özetlenebilir. Bu tip zorluklarla mücadele etmenin en kolay ve az maliyetli yolu, felaketler başa gelmeden önce onlara önlem almaktan ve muhtemel kriz senaryolarına hazırlıklı olmaktan geçer.
Bu amaçla, akıllı firmalar her türlü riski minimize etmek için kriz yönetim planları geliştirirler. Bu planlar, işletmeye zarar vermesi muhtemel olan her türlü soruna işaret eder ve çözüm sunar. Hatta birçok firma geliştirmiş olduğu kriz yönetim planlarını denemek için simülasyonlar geliştirir yada tatbikat yapar. Böylece, kriz anında planın uygulayıcıları ve plandan etkilenmesi muhtemel olan herkes az da olsa tecrübe sahibi olmuş olur. İşletmenin risk durumuna ve büyüklüğüne göre, ya işletmenin bünyesinde bir kriz departmanı oluşturulur, yada dış kaynak kullanımı vasıtası ile bu hizmet konusunda uzman kişi yada kuruluşlardan satın alınır.
Kriz yönetiminin ikinci yönü ise, şirket içinde anında müdahale gerektiren çok ciddi olumsuz durumların yaşanması ile ortaya çıkar. Böyle durumlarda daha önceden tasarlanmış ve krizi iyi yönetebilecek bir plan olması umut edilir, örneğin; firmanın üretim tesisindeki büyük bir patlamanın, firmanın halkla ilişkiler tutumuna zarar vermemesi gibi. Diğer taraftan, kriz anında çalışanların yanlış tutumları neticesinde işletmenin müşterilerinin etkilenmemesini sağlamak ise oldukça zor bir durumdur.
Böyle bir durumda işletmenin yapması gereken en önemli şeylerden birisi doğru bilgi akışını sağlamaktır. Çünkü, kriz anında firma çalışanlarının konuşmaları hissedarlara, müşterilere, topluma, ve hatta firmanın diğer çalışanlarına yanlış mesajlar verebilir. Böyle bir durumda olaya hemen müdahale edilmeli ve tüm yanlış anlaşılmalar çoğunlukla halkla ilişkiler departmanı aracılığı ile düzeltilmelidir. Müdahaleler arasında, firmaya zarar verecek mesajlar veren çalışanların derhal işten çıkartılması ve krizden zarar görmüş çalışanların tüm zararının tanzim edilmesi de dahildir.
Dünyada birçok firmanın kriz yönetimini başarılı bir şekilde yapabilmesine karşın, birçok firma da kriz yönetimi konusunda sınıfta kalmakta ve yaralarını uzun sürede ve çok maliyetli bir şekilde sarabilmektedir. İşletmenin sahibi ve üst düzey yöneticileri kriz yönetimi planlamalarını hiçbir ayrıntıyı atlamadan, en kötü senaryoya göre hazırlamalıdırlar. Böylece önceden hazırlanmış bir kriz yönetim planı sayesinde olabilecek en kötü durumlarda bile firmanın en az zararla krizden kurtulmalarını sağlayabilirler.