Kategori:
Dünya vatandaşlığı, yalnızca belirli bir ulusun vatandaşlarından ziyade, tüm insanların dünya vatandaşı olarak kabul edildiği bir kavramdır. Dünya vatandaşlığı fikrinin savunucuları, teknoloji ve ticaretin dünyayı birbirine yaklaştırmasından ötürü, ulusal vatandaşlık kavramının artık geçerli olmadığını düşünmektedir. Buna ek olarak, dünya vatandaşlığı görüşünü destekleyen kişiler, teknolojideki ilerlemelerin, her geçe gün dünyadaki tüm insanlar arasında açık iletişimi ve serbest seyahati arttıracağını belirtmektedir. Ayrıca, modern insanların kendilerini farklı bir insan kültürünün bir parçası olarak gördükleri belirtilmekte ve tüm ulusların dünya vatandaşı olarak özgürce seyahat etme ve tüm dünyada özgürce yaşama hakkı da dahil olmak üzere, insan haklarından yararlanmaları gerektiğine inanılmaktadır. Bu doğrultuda dünya vatandaşlarının dahil olduğu uluslar üstü kuruluşların tipik olarak tüm insanların birliğini ve ortak haklarını benimseyeceği ve hatta başvuru sahiplerine dünya pasaportu çıkaracak kadar ileri gidebilecekleri belirtilmektedir.
Dünya vatandaşlığı kavramının, 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığını terk eden bir Amerikalı olan Emery Reves adında bir yazarla ortaya çıktığına inanılmaktadır. Reves, kendisini egemen bir vatandaş olarak ilan etmiş, çünkü savaş sırasındaki askerlik süreci boyunca, bütün insanların bir noktada birleştiğine ve milliyetçiliğin yalnızca savaşa ve ayrılığa katkıda bulunduğuna inanmıştır. Reves’in Eylül 1953’te ABD’nin Maine eyaletinn Ellsworth şehrinde açıkladığı “Ellsworth Deklarasyonu”nda, Socrates ve Thomas Paine gibi tarihi şahsiyetlerin kendilerini dünya çapında bir insan topluluğunun üyeleri olarak ilan ettiklerini ve bu nedenle dünya vatandaşlığı kavramının antik çağlara dayandığını belirtmiştir. Hatta kendini bir dünya vatandaşı olarak gören Einstein’da, 1. Dünya Savaşı sırasında muhtemel “Avrupa Birleşik Devletleri” fikrini ve 1945 yılında Birleşmiş Milletler’e evrilen, 1919 yılında kurulan Milletler Cemiyeti oluşumunu desteklemiştir. 20. yüzyılın ortalarından bu yana, dünya vatandaşlığı kavramı, bireylerin küresel topluma karşı sorumlulukları olduğu yönündeki merkezi düşüncesiyle daha yaygın hale gelmiştir.
Dünya vatandaşlığı ve küresel sorumluluk savunucuları, teknolojinin küresel iletişimi, seyahat etmeyi ve ticareti kolaylaştırdığına, dünyadaki olayların kelebek etkisi ile genişlediğine ve birbirini etkilediğine işaret etmektedir. Dünyadaki kirlilik, ormanların yok edilmesi, savaş ve ekonomik kargaşa gibi birçok küresel olayın şu anda yalnızca yerel bölgede yaşayan insanları değil, her yerde tüm insanları etkilediğine dikkat çekilmektedir. Dünyanın yalıtılmış bir bölgesindeki olayların tüm dünyanın insanları üzerinde geniş kapsamlı etkileri olabileceğini gösteren kanıtlar ışığında, dünya vatandaşlığının savunucuları, bireysel insanların kendilerini yönetme ve dünyayla başa çıkma sorumluluğunu üstlenmenin zamanının geldiğini düşünmektedir. Görüşün savunucuları, ulusal sınırların birleşik, çeşitli ve hoşgörülü bir dünya hükümetinin lehine kaldırılmasının, tüm ülkeler arasında barışın yolu olabileceğine ve insanlığın hepimizi etkileyen küresel sorunları çözmesine yardımcı olabileceğine inanmaktadır.