Kategori:

Hegemonya kavramı, zorlama ve güç kullanarak ilişki kurmanın ötesinde, benimseme ve kabulü meydana getirerek egemen olma ya da egemenliği sürdürmektir. Kültürel hegemonya ya da kültürel egemenlik ise, bir ulus ya da kültürün, doğrudan ya da dünyadaki baskın konumu sayesinde, diğer kültürleri hem değerler hem de politik ve ekonomik konuların yönetimi açısından etkilediğini ifade eden bir fikir ya da kavram olarak tanımlanabilir. Kültürel hegemonya fikri, Marksist filozof Antonio Gramsci‘nin 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla ortaya çıkarılmış, ancak kavram tam olarak tanımlanmamıştır. 

Amerika Birleşik Devletleri, kültürel hegemonya fikrini benimseyen ülkelerin başında gelmektedir. Çünkü büyük ölçüde, dünyadaki sosyal yapısının değiştirilip benzeştirilmesi, öncelikle çokuluslu şirketlerin gelişmekte olan pazarlara yayılmasını kolaylaştıracak ve daha çok gelir elde etmelerini sağlayacaktır. Ayrıca askeri bir müdahaleye gerek kalmadan girilen ülkelerde Amerikan sempatizanları aracılığıyla daha kolay egemenlik kurulabilecektir. Amerikan kültürü, filmler, televizyon, müzik ve basılı eğlence ile ürünlerin yanı sıra kapsamlı reklamcılık yoluyla empoze edilmektedir. 

Kültürel hegemonya etkisi, yerel kültürel ifadeyi bastırma potansiyeline sahip olduğu için olumsuz bir bakış açısı ile görülmektedir. Fakat buna karşın kültürel hegemonyanın, daha küçük kültürlerin daha baskın olanların kimliğini üstlenmeye zorlandığını varsaymanın yanlış olduğunu savunan bir görüş de vardır. Bu görüşe göre, küçük kültürler, baskın kültürün kendi hükümetleri tarafından engellenme girişimlerine rağmen, yabancı kültürel fikirlere ve ürünlere erişim elde etmek için olağanüstü çabalar harcamaktadır. Kültürel hegemonya kavramına karşı bir başka temel argüman da, egemen kültürlerin etkilerini farklı bölgelere yaymasına rağmen, bu bölgelerin kendi değerlerini ve çıkarlarını terk etme eğiliminde olmadıkları, ancak yaşamlarını iyileştirecek olanları benimseme eğiliminde olduklarıdır. 

Baskın bir kültürün ürünleri, yeni pazarlara girerken bazen farklılıkları hesaba katmak durumundadır. Şöyle ki, bu ürünler ya da hizmetler genellikle yerel kültürün inanç, zevk ve ilgi alanlarına uyacak şekilde değiştirilmektedir. Bu şekilde yerel kültür egemen sosyal yapıya dahil edilmekte ve bu durum her iki grubun kültürel birleşimi ile her iki tarafın da çıkarlarını tatmin etmektedir. 

Ürünler vasıtasıyla kültürlerin birleşimine, Amerikan pastası karışımının Hindistan pazarına girmesi örnek verilebilir. Bu ürün yerel pazara girdiğinde hem içerik hem de reklamlar yerel değerlere uygun olarak değiştirilmiş ve Hintliler bu ürünü o kadar çok benimsemiştir ki, Amerikan pastası dışında kendi yerel yiyeceklerini de bu karışım ile yapmaya başlamıştır. 

Benzer Yazılar

Devler Geçidi Nedir?

Huang Nehri Vadisi Nerededir?

İç Moğolistan ile Dış Moğolistan Arasındaki Fark Nedir?

Machu Picchu Nedir?

İtalya Hakkında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Japonya’da Sigara İçmek Yasak mı?